yapıştırıcı sürmek ne demek?
- Glair.
yapıştırıcı bağ
- Adhesive bond.
yapıştırıcı
- Yapıştırma özelliği olan, yapıştırmaya yarayan nesne, yapışkan.
- Filmlerin yapıştırılması işinde kullanılan cihaz.
- Değişik bir özdeğe, fiziksel kuvvetlerle tutunup kalabilen ya da bu özelliği ile iki ayrı özdeği birbirine tutturabilen özdek.
- Bk. zamk
- Bk. yapıştırma aygıtı
- Değişik bir özdeğe, fiziksel kuvvetlerle tutunup kalabilen ya da bu özelliği ile iki ayrı özdeği birbirine tutturabilen özdek.
- Adh.
- Bond.
- Glue.
- Binder.
sürmek
- Yönetip yürütmek, sevk etmek.
- Önüne katıp götürmek.
- Uzatmak, ileri doğru itmek
- Dokundurmak, değdirmek
- Oturduğu, bulunduğu yerden, ülkeden ceza olarak başka bir yer veya ülkeye göndermek, nefyetmek
- Bir maddeyi bir yüzey üzerine ince bir tabaka olarak yaymak, dökmek, serpmek
- Bir malı satışa sunmak, piyasaya çıkarmak
- Yasal olmayan yolla piyasaya para çıkarmak.
- Tutuklunun bu durumunun daha sürüp sürmeyeceği belli süreler içinde Sorgu Yargıçlığınca incelenerek, toplanan kanıtlara göre sanığın salıverilmesine yer olmadığının ve böylece tutukluğun uzamasının belirtilmesi ve uzaması.
- Sürüm işlemi.