yakınlık ne demek?
- Yakın olma durumu
Ayrı ayrı anlıyorum da, aralarında ne yakınlık var, çıkaramadım.
M. Ş. Esendal - Duygusal bağ veya akrabalık ilişkisi.
- Adjacency.
- Affinity.
- Approximation.
- Closeness.
- Connection.
- Connexion.
- Contiguity.
- Familiarity.
- Immediacy.
- Imminence.
- Intimacy.
- Kinship.
- Nearness.
- Propinquity.
- Proximity.
- Relationship.
- Terms.
- Friendliness.
- Warmth.
- Rapport.
- Sympathy.
- Good feeling.
- Nearest.
- Vicinity.
yakın
- Az bir ara ile ayrılmış olan (zaman veya yer), uzak karşıtı.
- Küçük, önemsiz değişikliklerle birbirinden ayrılan.
- Aralarında sıkı ilgi bulunan.
- Benzeyen, andıran, yaklaşan
- Erişmesi, olması zaman bakımından yaklaşmış olan
- Uzak olmayan yer.
- Aralarında sıkı ilişki olan arkadaş, dost veya akraba
- Bk. kesinlik
- Merkezin veya gövdenin yakınında yerleşik olan
- Bkz. proksimal
yakınlık belirteci
- Doğrudan ya da saçılmış ışınımla, iki cismin bağıl yakınlığını belirlemeye yarayan iyonlaştırıcı ışınım kaynaklı belirteç.
- Proximity indicator.
- Signaleur de proximité
yakınlık derecesi
- Akrabalık ilişkisi içindeki sıra.
- Kohezyon.
- Sosyal grup içinde kişileri bir merkez etrafında toplama, kohezyon.