yakın benzeşmezlik ne demek?
- Bir kelimede yan yana bulunan aynı veya benzer iki sesten birinin değişikliğe uğraması: attar > aktar, aşçı > ahçı gibi.
- Bir sözcükte yan yana bulunan aynı ya da benzer iki. sesten birinin değişikliğe uğraması: Kınnap> (kırnap) , (attar) > aktar, (muşamma) > muşamba, (aşçı) ahçı vb.
- Dissimilation.
- Dissimilation
yakın benzeşme
- Kelimede yan yana düşen iki ünsüzün birbirine etkisi: sütcü > sütçü, yurtdaş > yurttaş gibi.
- (Derleme.. bitişik benzeşme, bitişik asimilasyon, bitişik özümleme) Sözcükte yan yana düşen iki ünsüzün birbirine etkisi: Yaptırmak, sütçü, yurttaş, eleştiri, aldırmak, balcı, güldürü vb.
- Juxtapositional assimilation.
- Assimilation en contact, assimilation contigue
yakın
- Az bir ara ile ayrılmış olan (zaman veya yer), uzak karşıtı.
- Küçük, önemsiz değişikliklerle birbirinden ayrılan.
- Aralarında sıkı ilgi bulunan.
- Benzeyen, andıran, yaklaşan
- Erişmesi, olması zaman bakımından yaklaşmış olan
- Uzak olmayan yer.
- Aralarında sıkı ilişki olan arkadaş, dost veya akraba
- Bk. kesinlik
- Merkezin veya gövdenin yakınında yerleşik olan
- Bkz. proksimal
benzeşmezlik
- Bir kelimede bulunan aynı veya benzeri seslerden birinin değişikliğe uğraması, disimilasyon: Kınnap > kırnap, attar > aktar gibi.
- (Derleme., aykırılaşma, benzeşmeme, özgeleme) Bir sözcükte bulunan, aynı veya benzeri seslerden birinin değişikliğe uğraması: Kınnap> (kırnap) , (attar) > aktar, (makkap) > matkap, (muşamma) > muşamba örneklerinde olduğu gibi.
- Dissimilation, differentiation.
- Dissimilation, différenciation