yakışıklı delikanlı ne demek?
- Spark
spark
- Kıvılcım saçmak, ateşlemek, teşvik etmek, harekete geçirmek, uyandırmak (ilgi vb.), kur yapmak
- Kıvılcım, çakım, çakın, şerare
- Elektrik kıvılcımı
- Elmas
- Belirti
- Canlılık
- Kıvılcım saçmak
- Harekete geçirmek, teşvik etmek, kışkırtmak
- Yakışıklı delikanlı
- Civelek kız: (erkek) sevgili
yakışıklı
- Güzel, gösterişli (erkek)
- Comely.
- Good-looking.
- Handsome.
- Personable.
- Shapely.
- Sightly.
- Smart.
- Well-favored.
- Well-favoured.
yakışıklı adam
- Handsome man.
delikanlı
- Çocukluk çağından çıkmış genç erkek.
- Sözünün eri, dürüst, namuslu kimse.
- Gençlere bir seslenme sözü.
- Çocukluk çağından çıkmış genç ve gürbüz kimse.
- Juvenescent.
- Youth.
- Young man.
- Adolescent.
- Teenager.
- Teen.