yıpranma ne demek?
- Doku bozukluğu.
- Yıpranmak işi.
- Filmin çeşitli sinema aygıtlarında çok kullanılmasından doğan aşınma ve eskime.
- Bkz. değer yitirimi
- Wear, film wear.
- Abrasion.
- Wear.
- Wearing out.
- Attrition.
- Frazzle.
- Wear and tear.
- Depreciation.
- Abnutzung
- Usure (de film)
- Dépreciation
doku
- Bir vücudun veya bir organın yapı ögelerinden birini oluşturan hücreler bütünü, nesiç.
- Bir bütünün yapısı ve özelliği.
- Belirli bir işi yapmak üzere özelleşmiş hücreler topluluğu.
- Bitki ve hayvan organlarını meydana getiren, aynı görevi yapmak üzere bir arada bulunan, benzer hücre topluluklarının hücreler arası maddeyle beraber oluşturdukları yapı. Epitel, bağ, kas, sinirdokusu gibi.
- Organları meydana getiren, aynı görevi yapmak üzere bir arada bulunan benzer ya da tek tip hücrelerin oluşturdukları yapı.
- Biçim ve görev bakımından birbirlerine benzeyen hücrelerin bir araya toplandıkları yapı. Hücre farklılaşmasıyla organizmada epitel, destek, kas ve sinir dokuları bulunur.
- Bitki ve hayvan organlarını meydana getiren, aynı görevi yapmak üzere bir arada bulunan, ortak yapı ve işleve sahip hücreler grubunun oluşturdukları yapı.
- Textus.
- Texture.
- Tissue.
değer yitirimi
- 1 - Bir taşınmaz malın, işlevsel ve ekonomik eskime ve bozulma gibi nedenlerle, değerinde azalma olması. bkz. yıpranma. 2 - Taşınmaz mal değerindeki bu azalmanın, malvarlığından düşülmesi ya da karşılığının para olarak hesaplanması.
- Depreciation.
- Dépréciation
yıpranma payı
- Yıpratıcı işlerde çalışanların yaptıkları ağır ve tehlikeli işten dolayı fiilî hizmet yıllarına eklenen süre, fiilî hizmet zammı.
- Taşınmaz malların aşınmalarına karşılık olarak yıllık kârdan ayrılan belirli pay, aşınma payı, amortisman.
yıpranmak
- Zamanla veya çok kullanılma sonucu aşınmak, eskimek
- Makine veya makine parçaları aşınıp bozulmak.
- Saygınlığı azalmak.
- Çeşitli etkenlerle eski gücü kalmamak.
- Erode.
- Fray.
- To wear out.
- To grow old.
- To fray.
- To be worn out.