verip veriştirmek ne demek?
- Flay, fulminate.
veri
- Bir araştırmanın, bir tartışmanın, bir muhakemenin temeli olan ana öge, muta, done.
- Bir sanat eserine veya bir edebî esere temel olan ana ilkeler.
- Bir problemde bilinen, belirtilmiş anlatımlardan bilinmeyeni bulmaya yarayan şey.
- Olgu, kavram veya komutların, iletişim, yorum ve işlem için elverişli biçimli gösterimi.
- Deneysel ölçümler ya da sayımlar sonucu elde edilen sayılar kümesi.
- Deneysel ölçme sonucu bulunan nicelik ya da sayı.
- Bilimsel sonuçlara varabilmek için gerekli olan deneyler veya gözlemlerden elde edilen nicel veya nitel değerler.
- Data.
- Datum.
- Throughput.
veri açıklama dili
- Data description language
veriştirmek
- Çok fazla söylemek.
- İyice çıkışmak, ağzına geleni söylemek.
- Atölye
- Gömlek
- To give sb a dressing down.
- To talk at length in a certain way.