veriştirmek ne demek?
- Çok fazla söylemek.
- İyice çıkışmak, ağzına geleni söylemek.
- Atölye
İşliğin karanlık köşelerinde babasının yüzlerce hayali vardı.
R. Enis - Gömlek
... tulumbaya yaklaştı, işliğinin yakasını açtı, kollarını sıvadı.
S. Kocagöz - To give sb a dressing down.
- To talk at length in a certain way.
çok
- Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı
- Aşırı bir biçimde
- Galore.
- Great.
- Handsome.
- Infinite.
- Like blazes.
- Perfectly.
- Power of.
- Profu.
veriştirme
- Üzeri nakışlı
- Veriştirmek işi.
veriş
- Verme işi veya biçimi.
- Alışveriş.
- Giving.