veriştirme ne demek?
- Üzeri nakışlı
Sırma işli bir peştamal.
Y. Z. Ortaç - Veriştirmek işi.
üzeri
- Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı
- Varlık, kimlik
- Bir şeyin görülen yanı, yüzü.
- Bir şeyin dış yüzü, yüzey.
- Giysi.
- Vücut, beden
- Artan, geriye kalan bölüm.
- Bazı tamlamalarda zaman bildiren bir söz
- Upper surface.
- Outer surface.
veriştirmek
- Çok fazla söylemek.
- İyice çıkışmak, ağzına geleni söylemek.
- Atölye
- Gömlek
- To give sb a dressing down.
- To talk at length in a certain way.
veriş
- Verme işi veya biçimi.
- Alışveriş.
- Giving.