vazifeli ne demek?
- Ödevli.
- Görevli
Bu sırada vazifeli polisler, şehrin her köşesinde işbaşında idiler.
H. Taner - In charge görevli.
- On duty görevli.
- Charged with a duty / task ; on duty ; employment.
vazifelendirilme
- Vazifelendirilmek işi.
vazifelendirilmek
- Vazife verilmek, görevlendirilmek, ödevlendirilmek.
- To be charged with a duty.
- To be assigned.
- To be entrusted with (a duty.