vakıd ne demek?
Kökeni: Arapça
- Arafat'ta vakfede duran
- Bir işten haber olan
- Bir şeyi elde eden
- Ayakta duran
- Duran
vakıa
- Olgu.
- (va:'kıa) Gerçi, her ne kadar ... ise de
- Bk. olgu
- Fact.
- Event.
- Happening.
- Dream.
- Although.
- It is true that.
vakıf
- Bir şeyi vakıf durumuna getirip, bu vakıf için gelir kaynakları bırakmış.
- Bir hizmetin gelecekte de yapılması için belli şartlarla ve resmî bir yolla ayrılarak bir topluluk veya bir kimse tarafından bırakılan mülk, para.
- Bir topluluk veya bir kimse tarafından bırakılan mülk ve paranın idare edildiği yer
- Birçok kişi tarafından kurulan ve toplum yararına çalışmayı ilke edinen kuruluş.
- Bilen, farkında olan
- Bir şeyi vakıf durumuna getiren.
- Bk. bağlıbağış kurumu
- Bir şeyi elde eden, bir işten haberli olan.
- Duran, ayakta duran.
- Aware.