vadeli borç ne demek?
- Time loan.
time
- Kez, defa.
- Zamanlamak; (belirli bir zamana) denk getirmek, rastlatmak, (belirli bir zamana göre) ayarlamak, planlamak.
- Vakit, zaman
- Ayarlamak, kurmak, zamanlama yapmak, saat tutmak, süre tutmak, temposunu belirlemek, tempo tutmak
- Saat tutmak
- Ayarlamak
- Uydurmak
- Tempo tutmak.
- Süre, müddet
- Devir, devre
vadeli borsa işlemi
- Bargain for account.
vadeli alışveriş
- Time bargain.
borç
- Geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para, başka bir şey
- Birine karşı bir şeyi yerine getirme yükümlülüğü, vecibe
- Borş.
- Bir iktisadi karar biriminin bir diğerine karşı ödemesi gereken para veya yerine getirmek zorunda olduğu yükümlülük.
- İki ya da daha çok kimseler arasında, karşılıklı olarak doğan yükümlerin tümünü belli eden türe bağı.
- Geri verilmek niyetiyle ihtiyaç sahiplerine verilen para. Müslümanlıkta faizle borç vermek haramdır, günahtır. Borcunu ödiyemiyecek durumda onların borçlarını bağışlamak veya sonraya bırakmak sevaptır. Borcunu ödeyebilecek durumda olanlar da borçlarını zamanında ödemelidirler. Ödeyemiyecek olanlar da zamanından önce alacaklıya durumlarını bildirmelidir ki, o da işlerini ona göre ayarlasın. İslam'da devletin vazifelerinden biri de borçlulara yardımcı olmaktır.
- Debt.
- Debt, loan, obligation.
- Debit.
- Loan.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
vadeli borsa işlemivadeli alışverişvadeli çekvadeli faiz oranı takasıvadeli fiyatvadelivadeli geri ödenen borç paravadeli hesapvadeli hesap cüzdanıvadeli işlemlervadelervadevade bitimivade defterivade mecumvade sonuborçborç aktarımıborç alan kimseborç almaborç almakborç altına girmekborç artığı veren sayışımborç bakiyesiborç belgesiborç belgiti ayırcasıborbor çeliğibor hidrürlerbor hücresibor karbür