usulcacık ne demek?
- Yavaş ve belli etmeden veya ortalığı karıştırmadan, yavaşçacık
Başını usulcacık kaldırmak istedi.
R. H. Karay - Quietly.
- Slowly.
- Softly.
- Under plain cover.
usulca
- Yavaşça
- Sessiz bir biçimde
- Gently.
- Quietly.
- Silently.
- Slowly.
- Softly.
usul
- Kökler, asıllar.
- Bir kimsenin ana, baba, dede ve nineleri.
- Bir amaca erişmek için izlenen düzenli yol, tutulan yol, yöntem, tarz
- Bilimde belli bir sonuca erişmek için, belli ilke ve kurallara göre izlenen yol, metot.
- Yol, yöntem
- Bir yasama veya idare işleminin hazırlanması, yapılması veya yürürlüğe konması sırasında uyulması gereken hükümler ve izlenecek yollar.
- Klasik Türk müziğinde tempo
- Alçak sesle
- Yavaş.
- 1) asıllar, kökler (karş. fürû'). 2) süreç (Prozess, Verfahren, procédure).