urgency ne demek?
- Acele
- Israr
- Sıkıştırma, zorunluluk kaçınılmazlık.
acele
- Çabuk, çabukluk
- Çabuk davranma gerekliliği
- Hızlı yapılan, tez, ivedi
- Vakit geçirmeden, tez olarak
- Çabuk davranma, ivecenlik.
- Bir işi çabuk yapmaya ve çabuk bitirmeye çalışma, ivedilik.
- Hasty.
- Urgent.
- Hurried.
- Hurry-up.
urgency of poverty
- Zaruret
urgent
- Israrlı, ısrarcı
- Acele, acil, ivedi, önemli
- Acil acele olan
- Zorunlu, kaçınılmaz
- Israr eden
- Çok sıkıştıran