ucu bağımsız kaburga kemiği ne demek?
- Floating rib.
floating
- Yer değiştiren, mobil
- Gezici, sabit olmayan, seyyar
- Yüzen, yüzer
- Bağlı olmayan
- Dalgalanan
- Değişen
ucu bucağı olmamak
- Başı sonu olmamak
ucu bucağı yok
- Başı sonu olmayan, sınırsız, sonsuz
bağımsız
- Davranışlarını, tutumunu, girişimlerini herhangi bir gücün etkisinde kalmadan düzenleyebilen, hür, özgür.
- Herhangi bir kuruluşa, partiye bağlı olmayan kimse
- Milletvekili.
- Bağımsız milletvekili.
- Müstakil
- Independent.
- Free.
- Detached.
- Unattached.
- Unconnected.
kaburga
- Eğe kemiklerinin oluşturduğu kafes
- Eğe.
- Gemilerde dış kaplamanın dayandığı iskelet.
- Dört ayaklı omurgalılarda çift ve hafifçe kıvrık bir seri ince kemik ya da kısmen sırt taraftan omurgaya, karın tarafından bir kısmı göğüs kemiğine hareket edebilecek şekilde eklemli bulunan kıkırdaklı çubuklar. Eğe kemiği.
- Bazı böceklerin yumurtaları üzerinde boyuna uzanan kabarık yapılar.
- Dinoflagellatların yüzeydeki kabarık çıkıntıları.
- Göğüs boşluğunun yan tarafını oluşturan üstte sırt omurlarına, altta doğrudan veya dolaylı olarak göğüs kemiğine bağlanan hafif kıvrık çubuk biçimindeki kemikler, kosta.
- Göğüs kemiklerinin beheri. Göğüs kemiklerinin bel kemiğine bağlanmak suretiyle meydana getirdikleri şeklin bütünü.
- Rib, ridge.
- Costa.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
ucu bucağı olmamakucu bucağı yokucu demirli bastonucu dokunmakucu düğmeli kılıçucu ileriye doğruucu kalkıkucu kesikucu kurşunlu hırbaçucu ortası belli olmamakuc berkeleyucauca dogruuca doğruuca suverme deneyibağımsızbağımsız akçalı birleşimbağımsız akımbağımsız antogonizmabağımsız askılı tekerlekbağımsız barınakbağımsız bölümbağımsız cemaatin gittiği kilisebağımsız cümlebağımsız çalışmakbağımbağımlamabağımlamakbağımlaşımbağımlaşma