bağımsız ne demek?
- Davranışlarını, tutumunu, girişimlerini herhangi bir gücün etkisinde kalmadan düzenleyebilen, hür, özgür.
Konsolosların her biri bağımsız bir vali gibi davranırdı.
N. Cumalı - Müstakil
- Herhangi bir kuruluşa, partiye bağlı olmayan kimse
... Meclis dışındaki bağımsızlardan olmak üzere, siyasi parti gruplarından, oranlarına göre, üye alınır.
Anayasa - Milletvekili.
- Bağımsız milletvekili.
- Independent.
- Free.
- Detached.
- Unattached.
- Unconnected.
- Distanced.
- Sovereign.
- Crossbench.
- Maverick.
- Stand-alone.
- Autonomous.
- Cross bencher.
- Frc- floating.
- On one's own.
- Substantive.
- Unaffiliated.
- Uncommitted.
bağımsız akçalı birleşim
- İki ya da daha çok işletmenin karşılıklı yarar sağlamak amacıyla bağımsız kalmaları, sadece para işleri bakımından bir yönetim altında toplanmaları.
- Concern.
- Concern
bağımsız akım
- Tiyatroda, ışık denetim odasındaki karartıcılara bağlı olmayan akım.
- Independent circuits.
- Circuits indépendants