tutukluk ne demek?

  1. Tutuk olma durumu

    Bu, onca sosyal uzviyet üzerinde, beyni durduran, kulakları tıkayan, gözlere perde çeken, dile ve ellere inmeli bir adam tutukluğunu veren bir darbe idi.

    Y. K. Karaosmanoğlu
  2. Düzgün işlememe durumu.
  3. (en)Arresting.
  4. (en)Imprisoning.
  5. (en)Stoppage.
  6. (en)Clogging.
  7. (en)Cramp.
  8. (en)Stiffness.
  9. (en)Tie-up.
  10. (en)Gripping.
  11. (en)Malfunction.
  12. (en)Timidiy.
  13. (en)Shyness.
  14. (en)Stuttering.
  15. (en)Lisping.
  16. (en)Breakdown.
  17. (en)Stopage.
  18. (en)Jamming.
  19. (en)Reservedness.
  20. (en)Paralysis.
  21. (en)Locking.

tutuk

  1. Akıcı, rahat konuşamayan.
  2. Eski işlevini göremez duruma gelmiş
  3. Kısılmış, tutulmuş, kesik
  4. Kapalı, tıkalı.
  5. Sıkıntılı
  6. Durgun, çekingen, sıkılgan.
  7. Tutuklu.
  8. Olması gereken gibi olmayan
  9. Efsun, büyü.
  10. Rehin, tutu.

tutukluk yapmak

  1. (en)Seize, seize up, jam.

tutuklu

  1. Kanun yoluyla hürriyetlerinden alıkonularak bir yere kapatılan kimse, mevkuf
  2. Yargıç kararı ile tutuklarevine alınan kişi.
  3. (en)Prisoner, arrested person.
  4. (en)Imprisoned.
  5. (en)Under arrest.
  6. (en)Prisoner.
  7. (en)Detainee.
  8. (en)Prisoner on remand.
  9. (en)Inmate.
  10. (en)Person who is under arrest.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

tutukluk yapmaktutuklututuklu kimsetutuklu larvatutuklu olmaktutuklu sayışımtutuklatutukladıtutuklamatutuklama belgesitutuklama beyanıtutuktutuk akçetutuk çocuktutuk düzgülütutuk su
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın