trouble ne demek?
- Rahatsız etmek, tedirgin etmek
- Karıştırmak, altüst etmek, bulandırmak
- Zahmet etmek
- Üstünde durmak, dikkat etmek
- Üzülmek, telaşlanmak
- Zahmet, sıkıntı, üzgü, üzüntü
- Sıkıntılı şey, mesele
- Rahatsızlık, hastalık
- Üzmek, bulandırmak, dert etmek
- Istırap, dert, keder, bela
- Başını ağrıtmak, eziyet vermek
- Zahmet vermek, canını sıkmak
trouble confusion
- Gürültü
trouble maker
- Sorun yaratan