transmit on ne demek?
- Gönder
gönder
- Bayrak direği.
- Üvendire.
- Kayık ve yelkenli gemilere yön vermeye yarayan, ucunda metal olan ağaç sopa.
- Ucuna sancak, bayrak gibi şeyler takılan uzun sopa. 2-Elle düşman üzerine fırlatılan ucu demirli kısa mızrak.
- Her bölgede bulundurulan voynuklardan iki, üç ya da dört kişilik guruplara verilen ad.
- Tar: Seferde ordunun ve ileri gelen vezir ve diğer devlet ricalinin atlarına bakmak ve sair zamanlarda ise has ahır ve çayır hizmetlerinde kullanılmak üzere gayr-ı müslimlerden ve hasseten Bulgarlardan tertip edilmiş bir sınıf olan voynukların her mıntıkada iki, üçü ve dördü hakkında kullanılır bir tabirdir.
- Pole.
- Flagstick.
- Flagstaff.
- Shaft.
transmit flow control
- iletim akış denetimi
- İletim akış denetimi
transmit listen
- Gönder-dinle
on
- Dokuzdan sonra gelen sayının adı.
- Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı.
- Dokuzdan bir artık.
- Ketonları gösteren son ek, propanon (dimetil keton): 2-bütanon (etil metil keton) gibi.
- -one.
- Deca-.
- In progress; proceeding; as, a game is on.
- In operation or operational; 'left the oven on'; 'the switch is in the on position' planned or scheduled; 'the picnic is on, rain or shine'; 'we have nothing on for Friday night' indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?' in a state required for something to function or be effective; 'turn the lights on'; 'get a load on'.
- With a forward motion; 'we drove along admiring the view'; 'the horse trotted along at a steady pace'; 'the circus traveled on to the next city'; 'move along'; 'march on'.
- Indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?'.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
transmit flow controltransmit listentransmit listen cycletransmit modetransmit receive switchtransmittransmigrasyontransmigratetransmigrationtransmigration of the soultransmigratortransmit self testtransmit testtransmit totransmit tuningonon a charge of murderon a daily basison a full stomachon a givenon a given dayon a knife edgeon a large scaleon a lineon a major scaleoo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak