touch and go ne demek?
- Son dakikada yetişmek
- Dokunup gitmek, deneme, tecrübe, kesin olmayan, belirsiz (durum)
- Tehlikeli, riskli
son
- Şimdiki zamana en yakın zamandan beri olan veya bu zamanda yapılmış, olmuş olan, ilk karşıtı
- En arkada bulunan.
- Artık ondan ötesi veya başkası olmayan
- Uç, sınır.
- Olanca
- Bir şeyin en arkadan gelen bölümü, bitimi, nihayet, akıbet.
- Olum.
- Etene.
- Etene.
- Bk. eş
touch at
- Uğramak (limana)
touch base
- Bir insanla temasa geçmek, bağlantı kurmak; görüşmek, iletişimi koparmamak; buluşmak
and
- Yemin içmek, yemin etmek.
- (İngilizce) ve, ile, de
- (bağlaç) ve, de, ile
go
- (went, gone) gitmek, hareket etmek, ilerlemek
- Ayrılmak
- Yarışa başlamak
- Hareket halinde olmak, işlemek, çalışmak, iş görmek
- Ses çıkarmak
- Elden gitmek, kaybolmak
- Yıkılmak
- Yeri olmak
- Devrolunmak
- Tahsis edilmek
Türetilmiş Kelimeler (bis)
touch attouch basetouch bottomtouch brieflytouch downtouchtouch in the braintouch linetouch me nottouch of the macabretoucantoucansandand a bitand a halfand a lot moreand alsoand b printingand b windingand connectiveand d speedand dağlarıanan abbreviated signaturean abbreviation of carabineran abbreviation of kilograman absolute must