toka etmek ne demek?
- El sıkışmak; vermek.
Çımacı İzzet'le iki ellerini birbirine uzatarak bayramlaşır gibi toka ederler.
S. F. Abasıyanık - (denizcilik) karşılıklı iki parçayı getirip birbirine dayamak. Bir şeyi yerine kadar kaldırmak.
Sancak toka etmek.
- Kadeh tokuşturmak.
- (argo) vermek.
Bin beş yüzü toka edip yarın halıyı çekeceksin.
N. F. Kısakürek - To shake hands.
el
- Batı Samileri'nin en önemli totemi
- Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümüne verilen ad.
- Sahiplik, mülkiyet.
- Kez, defa.
- İskambil oyunlarında kâğıt atma sırası.
- Yönetim, baskı, etki.
- Bazı nesne ve araçların tutmaya yarayan bölümü.
- Aracı, vasıta.
- Yabancı, yakınların dışında kalan kimse
- Ülke, yurt, il
toka ile tutturmak
- Buckle, buckle on, buckle up.
toka koymak
- Clasp
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
toka ile tutturmaktoka koymaktokatokacıtokaçtokaç halkasıtokaç kalıbıtokaç kolutokaç kolu ayak yatağıtokaç kolu kafa yatağıtoktok açın hlinden bilmeztok evin aç kedisitok karınlatok karnınaetmeketmek yapmaketmeetme bulma dünyasıetme bulursun, inleme ölürsünetme bulursun, inleye inleye ölürsünetme eyleme