tepeleme ne demek?
- Tepelemek işi
- İyice doldurulmuş, taşacak kadar dolu olan
Ortaya konmuş tepeleme dolu sarı mangalın çevresine...
H. R. Gürpınar - Tepe biçimi verecek veya kenarlarından taşacak kadar
İşte Ruhsar! Orada tepeleme yığılmış kitapların yanı başında duruyor.
A. İlhan - Beating or thrashing severely.
- Heaping full or brimful.
- Heaping portion of.
- Heap of.
tepelemek
- Ayakları altında ezmek.
- Bozguna uğratmak, hırpalamak
- Kıyasıya dövmek.
- To give sb a severe beating or thrashing.
- To defeat soundly.
- To kill.
tepeleme doldurmak
- Heap, pile.
tepelemek
- Ayakları altında ezmek.
- Bozguna uğratmak, hırpalamak
- Kıyasıya dövmek.
- To give sb a severe beating or thrashing.
- To defeat soundly.
- To kill.