tenvir etmek ne demek?
- Bilgi vermek, aydınlatmak.
Hep o musikiden anlayan arkadaşımız konuşuyor, bizi tenvir ediyordu.
S. F. Abasıyanık - Işık vermek, aydınlatmak. Işıklandırmak.
bilgi
- İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat.
- Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf
- İnsan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü, malumat, vukuf.
- Genel olarak ve ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler, malumat.
- Bilim.
- Kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam.
- Bireylerin öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile çaba sarfederek elde ettiği olgular.
- Bireylerin herhangi bir çaba sarfetmeksizin ulaştığı dışardan verilen olgular.
- Doğanın nesne ve olayları üzerinde kuramsal ya da görgül yoldan öğrenilen şey.
- Renkli televizyonda, parlaklık ve renkliliği belirleyen radyoelektrik imlerin nitel etkeni.
tenvir
- Işıklandırma
- Bilgi verme
- Aydınlatma
- Bir erkek adı
- (C.: Tenvirat) Aydınlatma.
Illumination.
Lighting.
Enlightening.
Enlightenment.
Informing.
tenvirat
- Işıklandırma, aydınlatma.
- Bk. aydınlatma
- (Tenvir. C.) Aydınlatmalar, ışıklandırmalar. Tenvir etmeler. (Osmanlıca'da yazılışı: tenvirât)
Illumination.
Lighting.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
Step.
Say.