tenezzül et ne demek?
- Stoop to
stoop
- Hafif kambur olmak, kamburunu çıkarmak, kambur durmak
- Eğilmek, öne doğru eğilmek
- Tenezzül, tenezzül etmek
- Üstüne atılmak, üstüne atılma
- Eğmek, eğilme
- (binanın dışında, birkaç basamakla çıkılan üstü kapalı) sahanlık.
- Alçalmak, eğmek, hızla alçalıp avına vurmak (şahin vb.)
- Alçalmak, kendini küçük düşürmek
- Ufak veranda.
tenezzül etmek
- Alçak gönüllülük göstermek
- Kendi durumuna, düzeyine aykırı düşen bir şeyi ya da işi kabul etmek.
- Herhangi bir şeyi yapmaya istekli olmamak.
- Condescend, deign, stoop, patronize, please, vouchsafe.
tenezzül etmeme
- Disdain.
et
- İnsanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka.
- Kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi
- Ten.
- Meyvelerde çekirdekle deri arasındaki bölüm.
- Küçülmüş, azalmış anlamında kullanılan son ek
- Ve.
- Et.
- And.
- Meat.
- Flesh.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
tenezzül etmektenezzül etmemetenezzül etmemektenezzül etmeyentenezzül edentenezzül ederektenezzül edip cevap vermemektenezzül edip yapmaktenezzültenezzühtenezzühü zatıtenezzülatı ilahiyetenezzehetenezzitenezmetet alet bağlamaket beniet bıçağıet bıçak çatalıet ceteraet çekiciet çözünürleri kurusuet damperee 6 banyoe 6 prosese ağe boat