tarz ne demek?
- Özel oluş veya davranış biçimi, üslup, stil
Şimdi beni meraka düşürmek suretiyle yine aynı zevki başka tarzda çıkarmakla meşgul...
R. H. Karay - Bir kimse için özel anlatım biçimi
Bu tarzda konuşmak doğru olmaz.
S. F. Abasıyanık - Güzel sanatlarda üslup, stil.
- Yüklemin bildirdiği zamanı görülen geçmişe, duyulan geçmişe ve dilek şart kipine aktararak elde edilen birleşik fiil kipi. Bil-iyor-du, bil-iyor-muş, bil-ir-se gibi. Bu örneklerde, fiildeki oluş ve kılışı şimdiki zamandan geçmiş zamana ve şarta aktararak fiilintarzını oluşturan öge eski er- fiilidir: bil-e-yorur er-di > bil-iyor-du, kel-miş er-di > gel-miş-ti, tut-ar er-se >tut-ar-sa vb.
- Usul, şekil, üslub.
- Style.
- Method.
- Manner.
- Form.
- Angle.
- Brand.
- Fashion.
- Genre.
- Modality.
- Mode.
- Modus.
- School.
- Stroke.
- Strain.
- Tone.
- Style stil.
- Üslup.
- Biçem.
- Sort.
- Kind.
- Modalities.
- Plan.
- Turn.
- Mood, mode.
- Mode
tarz bildiren eylemlik
- Eylemin oluş tarzını bildiren ve (-iş) ekiyle kurulan eylemlik: Gülüş (gül-üş) , yürüyüş (yürü-y-üş) , gidiş (git-iş) vb.
tarz den hali
- Bkz. -den hali.