tartışmak ne demek?
- Bir konu üzerinde, birbirine ters olan görüş ve inançları karşılıklı savunmak.
- Ağız dalaşı yapmak, münakaşa etmek
Usta da ben de tartışmak istemedik adamla.
N. Cumalı - Güreşte karşı karşıya durum alıp elle birbirini yoklayarak zayıf yanlarını aramak.
Discuss.
Dispute.
Debate.
Negotiate.
Wrangle.
Have words with smb.
Altercate.
Bicker.
Brawl.
Bust.
Canvass.
Contend.
Controvert.
Join issue with smb.
Take issue with smb.
Jangle.
Moot.
Have a row with.
Set to.
Have a set-to.
Deliberate.
Fight.
Haggle.
Reason.
Spar.
To dispute.
To discuss.
To argue.
To have words.
To have a tiff.
To have a row.
To debate.
To talk sth over.
To deliberate.
Challenge.
Bat around.
Argue.
tartışma
- Birbirine karşıt düşünceleri karşılıklı savunma
- Ağız kavgası, münakaşa
- Bir sorun üzerine sözle veya yazılı olarak karşılıklı, bazen de sertçe savunma
Argument.
Discussion.
Dispute.
Quarrel.
Cross talk.
Altercation.
Argumentation.
tartışma çıkarmak
Hassle.