tamamen ne demek?
- Bütün olarak, büsbütün
Hanımlar tamamen çıktıktan sonra, beylere de numaraları dağıtılacaktır.
S. F. Abasıyanık - Büsbütün, eksiksiz ve tam olarak, mükemmel biçimde.
- Completely.
- Entirely.
- Fully.
- Exactly.
- Properly.
- Thoroughly.
- Wholly.
- Perfectly.
- Precious.
- Absolutely.
- Altogether.
- Bang.
- Bang-on.
- Chock.
- Clean.
- Clear.
- Dead.
- Definitely.
- In the highest degree.
- Downright.
- Fair.
- Heart and soul.
- Up to the hilt.
- Hollow.
- Diametrically.
- Finally.
- Flatly.
- Outright.
- Purely.
- Quite.
- Roundly.
- Totally.
- Truly.
- Wide.
- In full.
- To the core.
- All over.
- To a crumb.
- Down to the ground.
- Faithfully.
- In toto.
- Well.
- For all the world.
bütün
- Eksiksiz, tam
- Çok sayıdaki varlık ve nesnelerin hepsi
- Bozuk olmayan (para).
- Parçalanmamış.
- Birlik, tamlık
- Tümel niceleyicinin Türkçe'deki bir karşılığı.
- Eksiksiz, tüm.
- Tam, tamam, tek parça.
- Halk, ahali.
- Whole.
tamamen açmış
- Full blown.
tamamen aynı fikirde olmak
- See eye to eye with smb.