takoz ne demek?
- Bir eşyanın altına kıpırdamadan dik durması için yerleştirilen ağaç kama, kıskı.
- Bir taşıtın kaymaması, kımıldamaması için tekerlekleri altına yerleştirilen tahta, plastik vb. engel.
- Çivi çakmak için duvarın içine yerleştirilen ağaç parçası.
- Kızaktaki geminin, üstünde oturduğu ağaçlardan her biri.
- Lakerda yapılmak için kesilmiş torik balığı parçası.
- Kaba saba insan.
- Döşem araçlarının yerlerine kurulabilmeleri için duvar içine gömülü konan piramit biçiminde kesik dörtgen ağaç parçası.
- Bk. takoz
Wedge.
Skid.
Scotch.
Chock.
Batten.
Chump.
Dowel.
Sprag.
Quoin.
Template.
Wooden wedge.
Block.
Cleat.
Billet.
Trig.
Plug.
Stock.
Slug.
Holdfast.
Backstop.
Wood-block.
Headstock.
Underlay.
Glut.
Chunk.
takoz
- Bir eşyanın altına kıpırdamadan dik durması için yerleştirilen ağaç kama, kıskı.
- Bir taşıtın kaymaması, kımıldamaması için tekerlekleri altına yerleştirilen tahta, plastik vb. engel.
- Çivi çakmak için duvarın içine yerleştirilen ağaç parçası.
- Kızaktaki geminin, üstünde oturduğu ağaçlardan her biri.
- Lakerda yapılmak için kesilmiş torik balığı parçası.
- Kaba saba insan.
- Döşem araçlarının yerlerine kurulabilmeleri için duvar içine gömülü konan piramit biçiminde kesik dörtgen ağaç parçası.
- Bk. takoz
Wedge.
Skid.
takoz etkisi
- Göreli gelir önsavına göre gelir düşüşünün tüketimi azaltıcı etkisinin, gelir artışının tüketimi artırıcı etkisinden daha küçük olması.
Ratchet effect.
takoz ısıtma fırını
- Kütük yapımına gerekli sıcak haddeleme işi için, kütükleri içinde ısıtıldığı fırın.