takip ne demek?
- Yetişmek, yakalamak veya bulmak amacıyla birinin arkasından gitme, izleme
- Ardınca gitme veya gelme.
- Kovuşturma, kovuşturulma.
- İzinden gitme, uyma, izleme.
- Geri çekilmekte olan düşmanı yenmek, yok etmek için yapılan hareket.
- Izlem
- Bk. izleme
- Pursuit.
- Tracing.
- Chase.
- Chasing.
- Follow-up.
- Hunting.
- Prosecution.
- Pursuance.
- Persecution.
- Following.
- Trailing.
- Succeeding.
- Watching closely.
- Legal proceedings.
izleme
- İzlemek işi, takip.
- Sanığın üstüne atılan suçu işleyip işlemediğini ortaya çıkarmak için, olumlu ya da olumsuz kanıtların toplanması yolunda yapılan işlemlerin tümü.
- Bir filmin, göstericiyle görüntülüğe yansıtılan ya da bakımlıkta oynatılan görüntülerini görme. TV
- Bir almacın görüntülüğündeki görüntüleri görme.
- Temel fişin alt yanında ya da arka yüzünde bulunan kayıtla ek fişleri bulma. bkz.izleme kaydı.
- Tracking.
- Vision, seeing, viewing (of a film),.
- Viewing (television).
- Following.
- Tracing.
takip eden
- Follow up.
takip edilen
- Followed