takip etmek ne demek?
- Yetişmek, yakalamak veya bulmak amacıyla birinin arkasından gitmek, izlemek
Kocası okurken gözleriyle satırları takip ediyor, elleriyle boncuk çantasını ovalıyordu.
Ö. Seyfettin - Belli bir yöne gitmek.
- Uymak, bir şeyi izlemek.
- Dikkatle dinlemek, anlamak.
- Kovuşturmak.
- Hemen arkasından gelmek
Bu hoyrat düşünceleri bir şimşek süratiyle taban tabana zıt fikirler takip ediyor.
H. Taner To follow.
To pursue.
Excuss.
Heel.
Hound.
Prosecute.
Recover.
To keep tab on.
Track.
Follow.
takip etme
Chasing, tracing, follow up, consecution.
takip eden
Follow up.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
Step.
Say.