tahammül etmek ne demek?
- Dayanmak, katlanmak, kaldırmak.
Sanıyorum ki hep benim hatırım için bu hayata tahammül ediyor.
Ö. Seyfettin Abide.
Brook.
Endure.
Tolerate.
To resist.
To tolerate.
To put up with.
To bear.
To suffer.
To endure.
Stand.
Support.
Sustain.
Swallow.
tahammül edememek
Be intolerant of.
tahammül eden
Tolerant.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
Step.
Say.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
tahammül edememektahammül edentahammül edilmesliktahammül edilmeztahammültahammülfersatahammülgezatahammülgüdaztahammüllütahammülsuztahammüctahammüdtahammitahammuktahammurtahammustahammuzetmeketmek yapmaketmeetme bulma dünyasıetme bulursun, inleme ölürsünetme bulursun, inleye inleye ölürsünetme eyleme