tahammüc ne demek?
- Dikkatle bakmak.
dikkatle
- Attentively, with care, closely, gingerly, minutely.
tahammüd
- Ateşin sönmeğe yüz tutması.
tahammül
- Nesne, güçlü, zorlayıcı dış etkenlere karşı koyabilme, dayanma.
- İnsanın kötü, güç durumlara karşı koyabilme gücü, kaldırma, katlanma
- Yüklenmek. Bir yükü üstüne almak.
- Tolerance.
- Patience.
- Endurance.
- Resistance.
- Fortitude.
- Hardihood.
- Hardiness.