table set up ne demek?
- Masa düzeni
masa
- Ayaklar veya bir destek üzerine oturtulmuş tabladan oluşan mobilya
- Aynı masada oturanların tümü.
- Dairelerde, kurumlarda belli konularla ilgili işlerin görüldüğü bölüm.
- Düz duruşlu yer, düzlek yapı.
- İç içe geçme ayaklarıyla yüksekliği ayarlanabilen masa biçiminde atlama aracı.
- Kılıçla vuruşmak.
Table.
Console.
Flour made from dried corn kernels which have been cooked in limewater, then left to soak overnight The corn is ground while still wet The dough is used to make corn tortillas Recipe: Corn Tortillas.
Mud; the combination of ingredients for the amalgamation process; finely ground ore, water, salt, magistral, and mercury.
table set
- Masa üstü alıcı
table salt
- Sofra tuzu, yemeklik tuz
set
- (Mimarlık) Çevresi duvarlı, üstü düz, yerden yüksek yer. a. bk. balkon.
- Toprağın kaymasını veya suyun akmasını önlemek için yapılan kalın duvar.
- Bulunulan yerden daha yüksekte kalan düzlük.
- Kurmak
- Takım
- Belirlenmiş.
- Koymak; yerleştirmek, takmak, hazırlamak; düzenlemek; ayarlamak, belirlemek; batmak (güneş), batmak; yapmak; kararlaştırmak; dizmek; dikmek, ekmek; şekil vermek; kuluçkaya yatırmak; kakma işi yapmak (taş); süslemek; yazmak, çizmek
- Oturtmak.
- Tiyatro dekor, stüdyo düzlüğü
- Ateşli silahlarda namlunun içindeki helisin çıkıntı bölümü.
up
- Yukarıya, yukarıda
- Yukarısına, yukarısında
- Yükseğe
- To -e kadar (Azami bir miktarı belirtir.)
- (-upped, -upping) yükseltmek
- Yukarıya
- Ayağa
- Tamamen.
- Yukarı, yukarıya, tepesinde, içeride (ülke)
Türetilmiş Kelimeler (bis)
table settable salttable spoontable staketable analyzer wizardtable autoformattable balancetable boardtable calendartabletable celltable clothtable covertable cuttabltablatabla kapıtablacıtablacılıksetset a broken boneset a clockset a good exampleset a high standardset a high value onset a legal precedentset a limitset a match toset a person on his feetsese constituer prisonnierse defendendose desimalse perdre