tabir etmek ne demek?
- Yorumlamak.
Sana yolculuk, millete de şenlik var diye tabir etti.
R. E. Ünaydın - Adlandırmak, ad verilmek, ifade etmek.
Köylüler bu tarhlara tahta tabir eder, ekilecek her dönüm için bir tahta yapmakla övünürlerdi.
E. Işınsu - Sözle anlatmak.
- To interpret.
- To express
tabir
- Rüya yorma, yorumlama.
- Deyiş, anlatım, ifade
- Deyim
- Bk. deyim
- (Tabir) İfade, anlatma. Söz. Manası olan söz. Deyim. (Osmanlıca'da yazılışı: ta'bir)
- Expression.
- Phrase.
- Word.
- Locution.
- Idiom.
tabirat
- (Ta'bir. C.) Tabirler. İfade şekilleri. Anlatmalar. (Osmanlıca'da yazılışı: ta'birat)
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.