taşlama ne demek?
- Taşlamak işi.
- Sert madenleri aşındırıcı bir taşla parlatma ve yerine uymasını sağlama.
- Alaylı halk şiiri.
- Kapalı bir biçimde, dolaylı olarak söz söyleme, tariz.
- Hakaret
Paris'teki kahvelerden birine gidecek olan bir Türk orada alaylı taşlamalar, kaba davranışlarla karşılanır.
S. Birsel - Stoning.
- Satire.
- Lampoon.
- Epigram.
- Burlesque.
- Squib.
- Grinding.
- Satirizing.
- Removing the stones from of stones.
- Making a critical allusion.
- Satirical.
taşlamak
- Taş atmak, taşa tutmak
- Bir şeyin içindeki taşları ayıklamak.
- Metal bir parçayı zımpara ile törpüleyerek yuvasına alıştırmak.
- Taş döşemek.
- Üstü kapalı, iğneleyici söz söylemek.
- Satirize.
- Stone.
- To stone.
- Stone to death.
- To malign.
taşlama çatlağı
- Taşlama işlemi sırasında oluşan çatlak.
- Grinding crack.
taşlama malzemesi
- Abrasive.