taşlamak ne demek?
- Taş atmak, taşa tutmak
Hem bağırıyor hem atlıları taşlıyordu.
Y. Kemal - Bir şeyin içindeki taşları ayıklamak.
- Metal bir parçayı zımpara ile törpüleyerek yuvasına alıştırmak.
- Taş döşemek.
- Üstü kapalı, iğneleyici söz söylemek.
- Satirize.
- Stone.
- To stone.
- Stone to death.
- To malign.
- To grind.
- To satirize.
- To throw stones at.
- To lampoon.
- To have.
- To pave with stones.
- To get in a dig at.
- To make a critical allusion about sb.
- Lapidate.
- Pelt.
taşlama
- Taşlamak işi.
- Sert madenleri aşındırıcı bir taşla parlatma ve yerine uymasını sağlama.
- Alaylı halk şiiri.
- Kapalı bir biçimde, dolaylı olarak söz söyleme, tariz.
- Hakaret
- Stoning.
- Satire.
- Lampoon.
- Epigram.
- Burlesque.
taşlama çatlağı
- Taşlama işlemi sırasında oluşan çatlak.
- Grinding crack.