taşlı ne demek?
- İçinde taş olan, taş karışmış olan (tahıl, bakliyat vb.)
Yağsız köpüklü ayranlar içmiş, taşlı bulgur pilavı yemişler.
S. F. Abasıyanık - Üzerinde taş bulunan
İri taşlı tespihinin parmakları arasında arada bir şıkırdaması...
R. N. Güntekin - Üzerinde süs taşı bulunan.
Stony.
Broken.
Full of stones or stony bits.
Paved with stones.
Set with a stone.
taşlı demirli göktaşı
- Çok karışık yapımlı, nikelli demir ve silisyum tuzu karması olan bir göktaşı (meteorit).
Siderolite.
Siderolit
Sidérolite
taşlık
- Taşı bol, taşlı (yer)
- Taşla döşenmiş avlu, sofa, merdiven altı vb
- Kuş vb. hayvanların sindirim kanalları üzerinde bulunan kaslı, öğütücü mide, katı (II), konsa.
- Bk. katı
Gizzard.
Stony place.
Courtyard or entrance hall paved with stones.
Gizzard of a bird.
Yard.
Entrance yard.