suddenly to feel full ne demek?
- Tıkanmak
tıkanmak
- Nem.
- Tıkama işine konu olmak.
- İştahı kalmayıp yemek yiyememek.
- Soluk alamamak, soluğu kesilmek
- Be choked up.
- Be stopped.
- Come to a deadlock.
- Be jammed.
- Be stuffy.
- Choke.
suddenly
- Pat diye
- Aniden, ansızın
- Birden
- Birdenbire
suddenly to become
- Kesilmek
to
- -e
- -e doğru, yönüne doğru, tarafına
- Ile
- -e kadar, -e değin, derecesine kadar
- -e dair
- -e nazaran, -e nispetle
- -e göre
- Hakkında, için
- Mak, mek (mastar edatı).
- -e dogru
feel
- Hissetmek
- Dokunmak
- Gibi gelmek
- (felt- felt)
- Yoklamak, duymak, sezmek, anlamak
- Duymak
- Elleri ile yoklamak
- Ellemek, el sürmek
- Anlamak, görünmek, hissini vermek, intiba uyandırmak
- Dokuma hissi, temas, dokunum