subay kılıç kemeri ne demek?
- Sam Browne belt.
sam
- Çölde esen rüzgâr, sam yeli.
- Rus yapısı, karadan havaya güdümlü silah.
- Bk. S-adenozil metiyonin
- S-Adenozilmetiyonin.
- Ölüm, mevt.
- Soymak. (Osmanlıca'da yazılışı: sa'm)
- S- adenosylmethionine.
- Together.
- Guided missile fired from land or shipboard against an airborne target.
- An acronym for Security Accounts Manager, a Windows NT subsystem that maintains a database of user account names and passwords for authentication.
subay
- Silahlı kuvvetlerde asteğmenden orgeneral veya oramirale kadar rütbedeki asker
- Silahlı kuvvetler içinde asteğmenden mareşale kadar rütbelere yükselebilen özel yasalara bağlı asker.
- Army officer.
- Commissioned officer.
- Officer.
subay adayı
- Officer candidate, aspirant officer.
kılıç
- Bu silah kullanılarak oynanan, hedef bölgesi baş, gövde ve kollar olan bir tür kılıç oyunu
- Uzun, düz veya eğri, ucu sivri, bir veya her iki yüzü keskin, kın içinde bele takılan, çelikten silah
- Saban ökçesini oka bağlayan ağaç parçası.
- Bir timar ya da zeametin çekirdeğini oluşturan parçasına verilen ad.
- Uzun namlulu, namlusu düz veya meyilli, bir ya da iki ağızlı, üzerinde balçak bulunan, oluklu veya oluksuz olabilen, ucu sivri, kın içinde bele takılan ateşsiz silah.
- Sword.
- Blade.
- Claymore.
- Glaive.
- Saber.
kemer
- Bele dolayarak toka ile tutturulan, kumaş, deri veya metalden yapılan bel bağı
- Etek, pantolon vb. giysilerin bele gelen bölümü.
- Emniyet kemeri.
- Tümsekli.
- Kemiklerden oluşmuş kemer biçiminde tavan.
- Katmanlı kayaçlarda bir kıvrımın kabarık tepe yeri, tekne karşıtı.
- İki sütun veya ayağı birbirine üstten yarım çember, basık eğri, yonca yaprağı vb. biçimlerde bağlayan ve üzerine gelen duvar ağırlıklarını, iki yanındaki ayaklara bindiren tonoz bağlantı
- Özellikle yolculukta kullanılan, üzerinde altın, para yerleştirmeye yarar gözleri olan meşin kuşak.
- Bir kıvrımın kabarık, tepe yeri. bkz. tekne, kıvrım.
- Yay gibi eğik olan yapı.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
subaysubay adayısubay kamçısısubay kasketisubay namzedisubay salonusubaylarsubaylar kolusubayları atamaksubaylıksubasubabdominalsubabesubacetatesubacidkılıçkılıç ağzıkılıç alayıkılıç bacakkılıç balığıkılıç balığıgillerkılıç balinasıkılıç çekmekkılıç dişlikılıç gagalıkılı kılınakılı kıpırdamamakkılı kırk yarankılı kırk yaran kimsekılı kırk yaran memur