kılıç ne demek?
- Uzun, düz veya eğri, ucu sivri, bir veya her iki yüzü keskin, kın içinde bele takılan, çelikten silah
Zırhları biraz paslanmış ve yaldızları bir hayli solmuş eğri kılıçlar asılıydı.
A. Ş. Hisar - Saban ökçesini oka bağlayan ağaç parçası.
- Bir timar ya da zeametin çekirdeğini oluşturan parçasına verilen ad.
- Bu silah kullanılarak oynanan, hedef bölgesi baş, gövde ve kollar olan bir tür kılıç oyunu
- Uzun namlulu, namlusu düz veya meyilli, bir ya da iki ağızlı, üzerinde balçak bulunan, oluklu veya oluksuz olabilen, ucu sivri, kın içinde bele takılan ateşsiz silah.
- Sword.
- Blade.
- Claymore.
- Glaive.
- Saber.
- Sabre.
- Sober.
kılıç ağzı
- Kılıcın keskin kısmı, yüzü.
kılıç alayı
- Kılıç kuşanma.
- Osmanlı padişahlarının kılıç kuşanmak üzere Eyüp Sultan türbesine gitmeleri dolayısıyle düzenenlenen tören.