stuffy ne demek?
- Havasız, havası bozuk, kapalı
- Tıkalı (burun)
- Küf kokulu
- Boğucu, basık
- Tıkanmış
- Bunaltıcı, sıkıcı
- Alıngan, dargın, küs
- Mutaassıp, tutucu
- Kendini beğenmiş, kibirli
stuffy nose
- Tıkalı burun
stuff
- Tıkınmak, tıka basa yemek
- Tıkamak
- Sürmek
- Madde
- Asıl, esas
- Tıkmak, tıkıştırmak
- Doldurmak, içini doldurmak