stuff ne demek?
- Madde
- Asıl, esas
- Tıkmak, tıkıştırmak
- Doldurmak, içini doldurmak
- Tıkınmak, tıka basa yemek
- Tıkamak
- Sürmek
madde
- Duyularla algılanabilen, bölünebilen, ağırlığı olan nesne, özdek
- Bir şeyi oluşturan öge.
- Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm
- Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri
- İleri sürülen sorun.
- Para, mal vb. ile ilgili şey.
- Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım.
- Bk. özdek
- Bk. sınar
- Uzayda yer kaplayan ve kütlesi olan her şey.
stuff and nonsense
- Saçma sapan (laf)
stuff and nonsense!
- Dili Ne saçma!