straight edge ne demek?
- Kıl cetvel, düz mastar
straight eye
- Göz kararı
straight ahead
- Dosdoğru
edge
- Yavaş yavaş sokulmak
- Kenar yapmak
- Yavaş yavaş ilerletmek
- Yan yan gitmek, sokulmak
- Kenar, ağız
- Ayrıt
- Keskinlik
- Sınır, hudut
- Avantaj, üstünlük
- Yanaşmak, yaklaşmak
Türetilmiş Kelimeler (bis)
straight eyestraight aheadstraight and narrowstraight anglestraight as a diestraight awaystraightstraight backedstraight bondstraight collecting tubulestraight downstrabikstrabismstrabismicstrabismometerstrabismusedgeedge angleedge awayedge calendaredge catalogedge currentedge detectionedge discontinuityedge effectedge envelopeEDGedgamedgaredgar allan poeedgar d tillyer