stick shoot ne demek?
- Çubuk
çubuk
- Körpe dal
- Değnek biçiminde ince, uzun ve sert olan şey
- Tütün içmek için kullanılan uzun ağızlık
- Kumaşta düz çizgi.
- Ana direkler üzerine sürülen ikinci ve üçüncü direk parçası.
- Yuvarlak ya da köşeli arakesitte, boyu, birkaç cm'lik yüksekliğinin çok fazla katında olan, haddelenmiş ya da çekilmiş metal parça.
Linkage.
Needle.
Lath.
Picket.
stick shift
- Manuel vites
stick s.o. with
- Dili (külfet sayılan bir işi) birine yüklemek, birinin başına bırakmak; (istenilmeyen birini) birinin başına bırakmak. "
shoot
- Atmak, avlamak, vurmak, çekmek [fot.], fırlatmak, ateş etmek, öldürmek, şut çekmek, atış yapmak, çekmek, çekim yapmak, hızla geçmek, iğne yapmak, aşı yapmak, sürgün vermek, filizlenmek, yuvarlanmak (varil vb.), perdahlamak (kereste), avlanmak, fırlama
- (shot shooting) atmak, fırlatmak
- Ateş etmek
- Out ile (filiz) sürmek
- Silâhla öldürmek veya yaralamak, vurmak
- (sekstantla) ölçmek
- Akıntı ile geçmek
- Üzerinden hızla geçmek
- Fotoğraf çekmek
- Içine başka renk karıştırmak
Türetilmiş Kelimeler (bis)
stick shiftstick s.o. withstick aroundstick atstick at nothingstick bystick instickstick in ones throatstick in the mindstick in the mudstick insectstichstich upstichomythy stichomythiastichosomestiaulusstibenstibialismstibiationstibieshootshoot a bullet from a rifleshoot a filmshoot a glanceshoot a glance atshoot a lineshoot aheadshoot ahead ofshoot alongshoot apical meristemshooshoo awayshoo inshooed him awayshoofly