start ne demek?
- Başlamak
- Başlangıç
- Koyulmak, yola çıkmak, kalkmak, hareket etmek
- Çalışmak (motor), başlatmak, çalıştırmak, kurmak
- Geyik boynuzunun ucu
- Başlamak, harekete geçmek, yola çıkmak
- Harekete geçirmek, başlatmak, yola koymak
- Kalkmak
- Ürküp sıçramak
- Irkilmek, fırlamak
- Ürkütmek, korkutup kaçırmak
- Kuş kuyruğu biçiminde parça.
- Dışarı uğramak
- Yola çıkma, kalkış
Let's get an early start. / Erken yola çıkalım.
- Gevşemek, gevşetmek
- Çatmak
- Kurmak, tesisetmek
- Uçurmak (av kuşları)
- Gelip geçici gayret
- Sıçrama, irkilme
He awoke with a start. / İrkilerek uyandı.
- Öncelik
- Mühlet
- Evvelden başlama
- Başlangıçta bir işe verilen kuvvet ve yardım
- Geminin tahtalarında çatlaklık.
- Beginning; sudden movement, tremor, jolt; jump, spring; chance, opportunity.
başlamak
- Bir işe girişmek, harekete geçmek
- Çalışır, işler, yürür duruma girmek
- Olmak, oluşmak, ortaya çıkmak, doğmak
- Görünmek
- Etkisini göstermek
- Hoş olmayan bir davranışa koyulmak
- Wire awa.
- Begin.
- Start.
- Commence.
start a car
- Motoru çalıştırmak.
start a fire
- Yangın çıkarmak: Do you think an arsonist started this fire? Sence bu yangını bir kundakçı mı çıkardı? in -i yakmak; ateş yakmak: They´ve started a fire in the fireplace. şömineyi yaktılar. Let´s start a fire. Ateş yakalım. "