başlamak ne demek?
- Bir işe girişmek, harekete geçmek
Şairliğe on sekiz yaşında gazel ve rubailerle başlamıştı.
H. Taner - Çalışır, işler, yürür duruma girmek
Bundan başka, evlenme hayatı da oldukça başarılı başladı.
H. E. Adıvar - Olmak, oluşmak, ortaya çıkmak, doğmak
- Görünmek
Kasabanın kenar mahallelerinden sonra bir mezarlık başlardı.
S. F. Abasıyanık - Etkisini göstermek
Kış başlarken yapraklar döküldü.
C. Uçuk - Hoş olmayan bir davranışa koyulmak
Etraftaki çocuklar gene arsızlanmaya başladılar.
O. C. Kaygılı Wire awa.
Begin.
Start.
Commence.
Get going.
Come on.
Cut along.
Enter into.
Enter on.
Enter upon.
Fall to.
Get to.
Go off.
Inaugurate.
Introduce.
Kick off.
Knuckle down to.
Launch.
Launch out.
Launch out into.
Lay down.
Get a move on.
Open.
Set about.
Come.
Initiate.
Originate.
Undertake.
To begin.
To start.
To commence.
To come on.
To enter into.
To fall to.
To get cracking.
To originate.
To accede.
Come into being.
Embark.
Fire away.
Get down to.
Go ahead.
Lead off.
To get a move on.
Rise.
Set in.
Set out.
Set out on.
Start off / out.
Take up.
To get under way.
Weigh in.
başlama
- (hoş olmayan bir davranışla ilgili olarak) yineleme anlamında buyruk.
- Başlamak işi.
- İki takım arasındaki ayaktopu oyununu hakemin başlatması.
Start, kick-off.
Commencing.
Inceptive.
Starting.
Connecting.
Start.
[başlama] adj. commencing, inceptive, starting, connecting.
başlama aoristi
- Bkz. Aorist.