spor as oyuncu ne demek?

  1. (en)Ace

ace

  1. Teniste rakibin karşılayamadığı, doğrudan doğruya sayı getiren servis.
  2. Anjiyotensin dönüştürücü enzim için kullanılan kısaltma.
  3. Anjiyotensin çevirici enzim.
  4. (en)Serve that the receiver is unable to reach.
  5. (en)Unit; a single point or spot on a card or die; the card or die so marked; as, the ace of diamonds.
  6. (en)Succeed at easily; 'She sailed through her exams'; 'You will pass with flying colors'; 'She nailed her astrophysics course'.
  7. (en)Hence: A very small quantity or degree; a particle; an atom; a jot.
  8. (en)Score an ace against; 'He aced his opponents'.
  9. (en)Play in one stroke.
  10. (en)Serve an ace against.

spor

  1. Kişisel veya toplu oyunlar biçiminde yapılan, genellikle yarışmaya yol açan, bazı kurallara göre uygulanan beden hareketlerinin tümü.
  2. Kullanışı rahat, kolay olan
  3. Çiçeksiz bitkilerde üreme organı.
  4. Bir hücreli hayvanların çok özelleşmiş olan üreme hücresi.
  5. Bitkilerin ya da bir hücreli hayvanların çok özelleşmiş olan ve hayatın devamını sağlayan üreme yeteneğindeki hücreleri.
  6. Bitki ya da tek hücreli hayvanlarda büyüme ve üremeyi sağlayan hücreler.
  7. Çiçeksiz bitkilerde, mantar ve protozoonlarda tek hücreli, aseksüel olarak yeni bireyler oluşturabilen, küçük, tek hücreli üreme cisimciği veya birimi.
  8. Kötü çevre koşullarına uyum sağlamış olan, dirençli bakteri hücresi.
  9. Mantarlarda, bazı bitkilerde ve Protozoonlarda görülen, genellikle tek hücreli, küçük, dayanıklı, eşeysiz üreme cisimciği.
  10. (en)Sports.

spor alanı

  1. (en)Park.

as

  1. Kakım.
  2. İskambil kâğıtlarında birli.
  3. Bir işte başta gelen (kimse veya şey).
  4. Arsenik elementinin simgesi.
  5. (∆S) Entropi değişimi.
  6. (en)Ermine.
  7. (en)Stoat.
  8. (en)Very poisonous metallic element that has three allotropic forms; arsenic and arsenic compounds are used as herbicides and insecticides and various alloys; found in arsenopyrite and orpiment and realgar.
  9. (en)United States territory on the eastern part of the island of Samoa.
  10. (en)To the same degree ; 'they were equally beautiful'; 'birds were singing and the child sang as sweetly'; 'sang as sweetly as a nightingale'; 'he is every bit as mean as she is'.

oyuncu

  1. Herhangi bir oyunda oynayan kimse
  2. Sinema, perde veya bir gösteride rol alan sanatçı, aktör, aktris
  3. Oyunu seven.
  4. Düzenci, hileci.
  5. Çok oyun yapan, oyundan oyuna geçen (kimse).
  6. Bir oyun kişisini, bilgisi, tekniği ve yaratışı ile canlandıran ya da gösteren sahne sanatçısı. Oyun oynama eyleminde bulunan sanatçı.
  7. Oyunluktaki belli kişiyi canlandırma işini yapan kimse
  8. Oynamak işini gerçekleştiren kişi.
  9. (en)Actor, player.
  10. (en)Playful.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

sporspor alanıspor amatör sporcuspor antrenörspor arabaspor atraksiyonuspor ayakkabısıspor ayakkabısı istiyorumspor ayakkabısı istiyorum.spor balıkçılığıspodspodespoditespodojenspodumasas ... as everas ... so ...as a consequence ofas a countermeasure toas a cure foras a disabled veteranas a familyas a first impressionas a formalityaa 1a alfa lipoproteinemia b basımıa b c basımı
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın