oyuncu ne demek?
- Herhangi bir oyunda oynayan kimse
Oyuncuları meydana çağırıyor ve düdüğümü çalıyorum.
P. Safa - Sinema, perde veya bir gösteride rol alan sanatçı, aktör, aktris
Hiç kibar sınıfından, asilzade bir gencin oyuncu olduğunu gördünüz mü?
P. Safa - Oyunu seven.
- Düzenci, hileci.
- Çok oyun yapan, oyundan oyuna geçen (kimse).
- Bir oyun kişisini, bilgisi, tekniği ve yaratışı ile canlandıran ya da gösteren sahne sanatçısı. Oyun oynama eyleminde bulunan sanatçı.
- Oyunluktaki belli kişiyi canlandırma işini yapan kimse
- Oynamak işini gerçekleştiren kişi.
- Actor, player.
- Playful.
- Tricky.
- Tricksy.
- Sportive.
- Frisky.
- Prankish.
- Player.
- Performer.
- Actor.
- Play actor.
- Trickster.
- Gambler.
- Hoaxer.
- Thespian.
- Scorer.
- Skittish.
- Actress.
- Frolicsome.
- Dancer.
- Deceitful.
- Doer.
- Megastar.
- Rookie.
- Player, performer.
- Aufführende
- Acteur, comédien
- Interprète
oyuncu aynası
- Yüzü, başın arkasını ve yanlarını gösteren, açılır kapanır kanatları olan ayna. Bu aynanın çevresi genellikle yirmi beş vatlık buzlu ışıtaçlarla donatılır.
- Make-up mirror.
- Miroir pour maquillage
oyuncu bölümü
- Büyük işliklerin, oyuncuların sağlanması işiyle uğraşan bölümü.
- Costing department (office).
- Department interprétation