spar ne demek?
- Tartışmak
- Kavga etmek
- Boks yapmak, boks maçı yapmak
- Ağız kavgası etmek, atışmak, dalaşmak
- (red, ring) ağaç çubuk, seren, direk: uçak kanadı ana kirişi
- Ispat.
- (red, ring) boks yapmak
- Direk, seren
- Horoz gibi dövüşmek: boks maçı
- Florspar, Iceland spar v.b. gibi kolay yarılabilen, saydam, parlak kristal şeklindeki mineral türleri.
- Spar.
- Spath
tartışmak
- Bir konu üzerinde, birbirine ters olan görüş ve inançları karşılıklı savunmak.
- Ağız dalaşı yapmak, münakaşa etmek
- Güreşte karşı karşıya durum alıp elle birbirini yoklayarak zayıf yanlarını aramak.
- Discuss.
- Dispute.
- Debate.
- Negotiate.
- Wrangle.
- Have words with smb.
- Altercate.
spar cilası
- Çözücü, kurutucu yağ, reçine veya fenolik reçine içeren, genellikle gemilerde kullanılan suya karşı dayanıklı parlatıcı.
- Spar varnish, barytes lake.
- Vernis imperm
sparable
- Kundura veya çizme ökçesine çakılan ufak başsız çivi.