spare ne demek?
- Kıymamak
- Canını bağışlamak, öldürmemek
- Harcamamak, ayırmak, kaçınmak, idareli kullanmak, tutumlu olmak
- Korumak
- Kurtarmak
Spare yourself the trouble. / Kendini o zahmetten kurtar.
- Esirgemek
- Fazla (para)
Do you have any spare cash? Fazla paran var mı?
- Idareli kullanmak
- Vermek
I haven't enough money to spare you. / Sana verebilecek kadar param yok.
- Fazla, artan, serbest
- Yedek, kıt dar, kısa, eksik
- Cimri, eli sıkı
- Sıska, arık, zayıf
- Idare yoluna gitmek
- Onsuz olmak veya yapmak, onsuz işini çevirmek.
kıymamak
- (neg. form of kıymak) spare.
spare hours
- Boş zaman
spare money
- Ihtiyat parası, kara gün parası