slowly ne demek?
- Ağır ağır
- Yavaş yavaş
- Yavaşça, ağır
ağır
- Yavaş
- Yoğun
- Fiziksel nedenlerden dolayı güç işiten (kulak)
- Değeri çok olan, gösterişli
- Keskin, boğucu (koku)
- Kısık, alçak
- Yavaş bir biçimde
- Sindirimi zor (yiyecek)
- Ağır sıklet
- Tartıda çok çeken, hafif karşıtı.
slowly and broadly
- Largo
slow
- Yavaş, ağır, bati
- Ağır yürür, yavaş gider
- Geri kalmış
- Güç anlayan
- Can sıkıcı, bıktırıcı
- Hızlı koşmaya elverişli olmayan (koşu yolu)
- Yavaş yavaş, ağır ağır
- , (sık sık up veya down ile) hızını eksiltmek, yavaşlatmak
- Ağırlaşmak, yavaşlamak, gecikmek
- Yavaşlamak, yavaşlatmak